Yıl 1942, Mısır - El Daba. Alman kuvvetleri Mısır üzerinde üs kurmuşlardır ve biz İngilizler olarak bu üssü ele geçirmeliyizdir. 27 bölümden oluşacak olan Call of Duty 2'nin giriş görevi ve demonun konusu, ahanda bu...
Yılların geyiğidir, shooter yapımcıları oyunlarını ya İkinci Dünya Savaşı üzerine kurarlar ya da Vietnam Savaşı üzerine. Ulan suyunu çıkardınız bu tip oyunların, bari Birinci Dünya Savaşı'nı falan kullanın da shooter dünyamıza renk gelsin! Adamları Kurtuluş Savaşı'nda bozguna uğratmasaydık eminim yaparlardı... En iyisi Türk yapımcılar 4-5 sene daha çalışıp kendilerini geliştirsinler ve en sonunda da şanlı Türk ordusunun zaferlerinden derlenen güzel bir shooter oyunu yapsınlar. Adı da "Ata'nın evlatları" falan olsun. Ya da Osmanlı ile ilgili bir oyun olsun ve Barbaros Hayrettin Paşa olarak donanmayı falan kontrol edelim. Kullanılabilecek çok malzeme var, bana kalırsa hepsini değerlendirmek lâzım..
Arkadaşlar biliyorsunuz geçtiğimiz 2004 sonbaharında hemen hemen tüm shooter severler en çok oynadıkları oyun olarak Call of Duty'i gösteriyorlardı ve çoğu kişi de o oyunu tek geçiyordu. Tabiî daha sonra zamanın da geçmesiyle daha iyi oyunlar çıktı ve CoD unutuldu. Ta ki, geçtiğimiz haftaya kadar... Geçen hafta, Activision Call of Duty 2'nin çıkmak üzere olduğunu duyurdu ve bir de demo yayımladı. Ben hiç zaman kaybetmeden demoyu indirsem de oynamaya fırsat bulamadım, kısmet bugüneymiş. Demomuz, yazının girişinde de bahsettiğim gibi El Daba'da Almanlar'a karşı geçiyor ve biz İngilizler olarak Alman üssünü kuşatıp ordumuzla birlikte ele geçiriyoruz. Tek görevlik demonun başında gruplar hâlinde ciplerle kuşatmaya gidiyoruz, daha sonrasında ise ciplerden inip tempolu savaşa girişiyoruz...
Call of Duty'nin shooter oyunlarına getirdiği en büyük yenilik, takım ruhu ve birlikte mücadele özelliğidir. Türevlerinin aksine (Rambo, Malkoçoğlu vb.) ordu olarak, takım olarak düşmana karşı savaştığımız oyunda takım arkadaşlarımızla yardımlaşabiliyoruz. Tabiî bu yardımlaşma sınırlı oluyor, yine en çok düşmanı biz öldürmeliyiz. Sürüden ayrılanı kurt kapar hesabına ordumuzdan ayrı olarak gaza gelip tek başımıza hareket etmemiz durumunda ise şehit olup Hakk'ın rahmetine kavuşuyoruz. Ahanda bu özellik, ikinci oyunumuzda da hat safhada arkadaşlar. Mesela bir noktada arkadaşlarımızdan biri önden gidiyor ve bir kapıyı açmaya çalışıyor. Adam kapıyı açamıyor fakat kapının ardındaki düşmanlar arkadaşımızın böğrünü açıyor. Eleman kendi kendini feda etmiş oluyor yani. Ayrıca sanal bellek de gayet iyi. Biz ne kadar iyi oynarsak oynayalım, takım arkadaşlarımız olmadan yüzlerce düşmanın karşısında bir hiçiz ve arkadaşlarımız da gayet güzel silah kullanıyorlar. Zorluk seviyesini arttırdıkça da düşmanımızın isabet oranı artıyor ve tabiri caizse (Caiz mi Yaşar Nuri hocam? Ehkikiki!) ayvayı yiyoruz. Tecrübeli shootercıların bu konuda ne düşündüklerini bilmiyorum ama ben fazla FPS oynamayan biri olarak cephede ortalık yerde moron gibi dolaştığım için demoyu orta seviyede oynamayı tercih ettim. Zor seviyelerde oyun oynayıp sinir-stres yapmaya da meraklı değilim zaten. Şahsen bir tek FIFA'yı en zor seviyede oynarım. Diğerlerine yüreğim yetmez..
Demomuz beklediğim kadar kısa değil arkadaşlar. Ben tanıtım sürümünün 5-6 adam öldürünce biteceğini düşünerek büyük bir kerizlik yaparken Activision beni oturttu ve bize yaklaşık 100 düşmanı temizleme olanağı verdi. Bu temizleme olayını 2 silah, bombalar ve yerde bulduğumuz silahlar yardımıyla yapacağız. Ben özellikle yanımda ölen ordu arkadaşlarımın silahlarını tercih ettim, sonra bir baktım ölen arkadaşın ruhu gelmiş "Lan şerefsiz madem silahımda gözün vardı neden kendin direkt vurmadın beni de yarım saat uğraştırdın elin Almanlarıyla?" diye hesap soruyor. O anda bana kal geldi, ardından da bir Alman tarafından cennete gönderildim zaten.
Oyunumuzun genel yapısı ve genel ritmi, tarzı pek değişmediği gibi; grafiklerde de fazla bir gelişme görünmüyor arkadaşlar. Özellikle son aylarda yayımlanan Xbox360 ve PS3 görüntülerinden sonra ne patlama efektlerinden, ne asker hareketlerinden etkilenir oldum. Hepsi vasat gelmeye başladı arkadaşlar. Ses efektleri bile vasat gelmeye başladı. Mükemmel asker çığırtıları, silah-bomba sesleri olmasına rağmen nedense hiç etkilenmedim. Bu belki oyundan değil benden kaynaklanıyordur, son günlerde bayağı yamuldum zaten. Hayata bakış açım köreldi lan espri yapamaz oldum.. Zaten berbat yapardım o başka mesele. Belki de sadece oyunun müziklerinden etkilendim, o da bir derece. Özellikle görev sonunda zafere ulaştığımızda komutanın bize âferin konuşması yaptığı sırada çalan müzik resmen bize "Hadi lan bir sonraki bölüme geç!" deyip gaz veriyor ama maalesef demo bittiği için bir sonraki bölümü falan oynayamıyoruz.
Biraz geç de olsa (anlayın beni, zaman dar!) güzide oyunumuzun demosunu sizler için inceledim, tabiî ki kendim için de inceledim ama öncelikle siz okurlar için inceledim. Her neyse uzatıp gaz yapmanın alemi yok, Call of Duty 2'yi sabırsızlıkla bekliyoruz...